ÇENGELLİ YOL

 

Ey sahibi zamanın, teknede ağıt yakıyor kahkahalar.

Ahuramazda, Ehrimen ile dost yarışında, uzaktan yakına.

Gulyabanilerin gözdesi mor ışıklı kitaplarda dipnotlar.

Papalagi yere iniyor tura özel, nazım geçsin diye turnalara.

 

Bini bir yerde takıyorum boynuma, gümüş kemere aşk.

Yollar sana gelsin diyor ben, ben yollara eleyince gözlerimi.

Dilsiz kalsın gülistan, ayna yağsın çöl, yasemin açsın sürgün.

Gülüşünle reyhan şerbeti toz duman, sisli duvarlar mavi.

İyi niyet elçisi sunam, dalıyor gömleğinin firuze rüyasına.

Esmiyor nemi gamın, karpuz kesmiyor kapılarda kederler.

Eşikte oturuyor kalbim, çimen sözlerin saklıyor Şehnameyi.

Şirin havuz başında, kubbede la havleyim, Şeyda’sı hülyanın.

Soğuk kalsın yazım, buğday saplarına aşinayım, borazan.

 

Bırakın beni susayım, pembeyim, perşembeyim, dikenliyim.

Sadi’ye biletli yolcu, yolcuya sahilde serap, yola ağır imtihan.

Ham hayalleri kopardılar hakikat bağından, adım kaldı bahçede.

Ayağımda su sesi, ressamın sesi, eşyaların nabzı ve henüz…

Pasaportunuz lütfen, yarısını valizde unutmuşsunuz dünyanın.

 

Diyordum ki bak, ben geldim, tanımıyordu o, çengelliydi yol.

 

YASEMIN KULOĞLU

 

BERDÜCESİ - Sayı: 7