RÜYA

 

Erik dalında salıncak, klas duruşuyla gamzede kalbim.

Süt kesiği bir tat ağzımda, taş bağışlıyor şeytanlara.

Başıboş teknelerde kızıl kundakta sarılı ümitlerim.

Kaç seans uyuyamadım eşkâlini tariften, bin bilsen.

Yakınım sana Kaf kadar, kanatlarımdaki tüy gibi ağır.

Nemrut’un ateşinden titreyerek kanlı libas getiren sesin.

Bir gelsen ve gülsen yırtılmış damarları yamar anneler.

 

Ben bir şehirsem Endülüs kadar, artçı rüyalara yorgan.

Sayılarla berdel kelimeler, sevgiler pusatçı, dilim portakal.

Hesap dürülür kâğıda, zimmetlidir bana derdin, aşikâr.

Bu kuklalar kukla değilse, Şehzadebaşı diriliş muştular.

Yollarında mekân aşımı bakışlarla yıllanmış yalnızlıklar.

Rollerimizi ciğersiz tilkiler kapmış iğne ucu deliklerden.

Düş kırıklarından aşk dilenen dedikodulara pür dikkat.

Yangınlara koşan Üsküdar, tribünlerden ölüme nefret naralar.

 

Seni göremeyen rüyalara uyanmıyor kiremitte masallar.

Bir örümcek ağıyla güzeller güzelini dostça kucaklayan var.

Sabrediyorsa şah damarım, seyrediyorsam âlemi, eşsizim.

Gece karanlığında güneşi balçıktan temizleyen ellerim.

Muhteşem açılır o kuleler Boğaziçi’nden, tersine dolunay.

İyi adamlar kitabın ortasındadır, aşktır Allah, söz su /sar.

 

Gül ağacından bir elifti konan solgun dudaklarıma.

Ve köşeli parantez içinde keman, göremeyince seni.

 

Yasemin Kuloğlu

 

BERDÜCESİ - Sayı: 10